Bugün halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelen ve en demokratik yönetim biçimi olan cumhuriyetin ülkemizde ilan edilişinin 95. Yılını kutluyoruz. 'Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz' diyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün dediği gibi bugün bize düşen onu yüceltmeye çalışmaktır.
Peki, Cumhuriyeti nasıl yücelteceğiz? Elbette çalışarak yücelteceğiz. 'İlim Çin'de de olsa gidip alınız.' diyen, 'İşleyen demir ışıldar.' diyen , 'Emek olmadan yemek olmaz.' diyen, 'insan ancak çalıştığını kazanır.' diyen ataların torunları olan bizlere düşen elbette çalışmak, çalışmak ve yine çalışmaktır. Ama Cumhuriyeti yüceltmek için sadece çalışmak yeter mi? Yetmez...
Nasıl ki tek kanatlı kuş uçamaz ise bir nesli yüceltmek için de elbette sadece çalışmak kâfi değildir. Kuşu göklere çıkaran kanatlarından biri çalışmak ise diğeri de sevgidir, saygıdır, dürüstlüktür, doğruluktur, merhamettir, edeptir, hayâdır. Kısacası öz değerlerimizdir.
'İlim ilim bilmektir, İlim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsin. Bu nice okumaktır' diyen Yunus'un torunları bizler değil miyiz?
Cömertlik ve Yardım etmede akarsu gibi ol, Şefkat ve merhamette akarsu gibi ol, başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol, hoşgörülülükte deniz gibi ol, Ya olduğun gibi görün ya göründün gibi ol' diyen Hz. Mevlana'nın torunları bizler değil miyiz?
Sözlerimi, Arif Nihat Asya'nın bir şiiri ile bitirmek istiyorum:
'Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın
Fatih'in İstanbul'u Fethettiği yaştasın'
Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin 100. gurur yılına doğru giderken gönüller fethedecek nesiller yetiştirebilmek umuduyla Bayramımızı gönülden kutluyor,başta Cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere aziz vatanımız için kanını hiçe sayan bütün şehitlerimize minnet ve şükranı bir borç biliyoruz.Sizlere çok şey borçluyuz...